Sacayağı nedir bilir misiniz?
Bazı yörelerde üçayak olarak da bilinir. Genellikle demirden yapılan, eşkenar üçgen biçiminde olan, ateş üzerinde tencere, sac, güveç gibi mutfak gereçlerinin dengeli bir şekilde durmasını sağlayan üç ayaklı, ocakbaşı eşyası olarak tanımlanabilir.
Asli görevi ateşten yüksek bir mesafede denge sağlamak olan sacayağın ayaklarından biri yere sağlam basmadığı zaman hemen devrilir. Metafor olarak kullanılabilen bir kelime olan sacayağı, olmazsa olmaz bir üçlü dengeyi de ifade eder.
Hayatın birçok alanında da denge sağlayıcı üçlü unsurlarla karşılaşabiliriz.
İnsani ilişkilerin sac ayağı:
‘Güven, Sevgi ve Saygı’ olarak sıralanabilir.
Eğitim alanının sacayağı:
‘Okul, Öğrenci, Veli’ olarak bilinir.
Sağlıklı olmanın olmazsa olmazı,
Temiz hava, su ve besinlerin oluşturduğu sacayağıdır.
Din alimlerine göre İslam’ın sacayağı,
‘Namaz, oruç ve zekattır.’
Hukukun sacayağı:
‘İddia, savunma ve hüküm’ olarak belirtilir.
Devlet yönetiminin sacayağı:
‘Yasama, Yürütme ve Yargı’ yani güçler ayrılığı olarak adlandırılır.
Üçlemelerle gelen dengeler genellikle birbirine bağlılığı ifade eder. Biri olmazsa diğeri de olmaz ya da eksik kalır. Bağlılığın yani sadakatin sacayaklarının da ‘dürüstlük, aidiyet ve saygı’ dan oluştuğunu söyleyebiliriz.
Verdiğimiz örnek üçlemelerde eklemeler ve değişikliler yapabilirsiniz… Ancak toplumca kabul gören ve ilmi bilgilere dayalı olanlarda değişiklik yapmak oldukça zordur.
Ülkemizin gündemi ise deprem, kuraklık ve seçim üçlüsüne yoğunlaşmaktadır.
Deprem sonucunda oluşan felaketin etkileri artarak devam etmektedir. Ülke gündemi her ne kadar altılı masanın belirleyeceği cumhurbaşkanı adayına yoğunlaşmış olsa da Hatay’dan ve Adıyaman’dan gelen susuzluk feryatları gündemi tekrar afet bölgesine çevirmiştir.
Diğer yandan mevsim değişikliğinin etkileri insanlar tarafından hissedilebilir hale gelmiştir. Şubat ve Mart ayı sıcaklıkları ülke ortalamasının üzerinde seyretmektedir. Ayrıca yağış olmaması nedeniyle kuraklık baş göstermeye başlamıştır. Geçen 2 yılda tüm dünyayı etkisine alan Covid 19 salgını ile boğuşan ülkemizde bu yılda kuraklık hissedilir bir sorun olacağa benzemektedir. Covid 19’dan korunmanın ‘maske, mesafe, temizlik’ sacayağını ile mümkün olduğunu görmüştük. Kuraklıktan korunmak için ise ‘doğaya saygı, lüks yaşam tutkusundan vazgeçilmesi ve fosil yakıt tüketiminin azaltılması’ üçlüsüne dikkat edilmesi gerekmektedir.
Gündemin diğer bir konusu, 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve altılı masanın Cumhurbaşkanı adayı belirleme sürecidir.
Demokrasinin vazgeçilmezlerinden olan ‘Siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları ve de halk’ ortak akıl ile gereken iradeyi sağlayacaktır. Demokrasinin ise ‘Hukuksal, kurumsal ve sosyo-kültürel’ olmak üzere sacayakları vardır.
Demokrasinin hukuksal ayağı, yasaları temsil eder. Yasalar temel insan hak ve hürriyetlerine yer vermeli, özgürlük alanlarını geniş tutmalıdır.
Demokrasinin kurumsal ayağı ise, yönetim şekli ile ilgilidir. Parlamento, meclis, anayasa mahkemeleri, bağımsız mahkemeler ve siyasi partiler demokrasinin kurumsal ayağında yer alır.
Demokrasinin sosyo- kültürel ayağı ise çoğulcu ve toplumcu yapıyı belirtir. Hiçbir toplumda tek bir din, dil, düşünce yoktur. Kişilerin veya grupların özgünlüğü, çeşitliliği, muhalefeti ve hoşgörülü olması benimsenir.
Yazımızın başında da belirttiğimiz gibi devlet yönetiminde ‘Yasama, Yürütme ve Yargı’ yani güçler ayrılığı ilkesine saygılı bir yönetim anlayışının benimseneceği bir seçim süreci yaşamanın ülkemiz adına olumlu olacağını belirtmek isterim.
Anayasamızın sacayağı olan ilk 3 maddeyi anımsatarak yazımızı sonlandırmak istiyorum.
‘1. Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
2. Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
3. Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.
Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.
Millî marşı “İstiklal Marşı”dır.
Başkenti Ankara'dır.’